ÜCRETSİZ DANIŞIN

+90 549 680 7430

BAHÇELİEVLER MAH.

1831/14. Sk. No:12 K:8 D:52 Karşıyaka / İZMİR

CANLI DESTEK

7/24

Obezite

Obezite, sağlığı tehlikeye sokacak kadar fazla yağ birikmesi olarak tanımlanıyor. Kişinin obezite olup olmadığı, boy ve kilo değerleri ile hesaplanan vücut kitle indeksine göre ölçümleniyor. Tıpta obezite hastası olarak kabul edilmek için, belirlenen standart değerlerin üzerinde bir vücut kitle indeksine sahip olmak gerekiyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından belirtilen değerlere göre kişinin kitle indeksi 25 üzeri ise o kişi aşırı kilolu, 30’un üzerinde ise o kişi obezite olarak kabul ediliyor.

Obezite cerrahisi nedir?

Obezite cerrahisi, vücut kitle indeksi 40 ve üzeri olan obezite hastalarına uygulanan cerrahi tedavi yöntemidir. Hastanın sindirim sistemine yapılan bu cerrahi müdahalelerin başarılı olması, hastanın ameliyatlardan sonraki yaşam biçimine göre de değişiklik gösterebiliyor. Kişinin genel sağlığına göre yapılıp yapılamayacağı belirlenen obezite cerrahisi, uygulanan diyet ve spor tarzı tedavilerin cevap vermemesi durumunda devreye giriyor.

Obezite cerrahisi hangi hastalıklara bakar?

Yukarıda bahsedilen obezite cerrahisi ile alakalı, obezite cerrahisi hangi hastalıklara bakar gibi bazı düşünceler oluşabilir. Obezite cerrahisi, obezite hastalarının yanı sıra diyabet, kalp hastalıkları ve uyku apnesi gibi bazı obezite ile ilişkilendirilebilen hastalıklara da bakabilmektedir.

Obezite cerrahisi türleri nelerdir?

Obezite cerrahisi türleri yani bir diğer adıyla obezite ameliyat türleri birkaç türe ayrılıyor. Hangi tür ameliyatın yapılacağının tercihinde ise hastanın vücut kitle indeksi, varsa diğer hastalıkları ve hangi cerrahi müdahalenin daha iyi sonuç vereceği hayati önem taşıyor.

Obezite cerrahisi türleri ise şu şekilde;

Tüp mide ameliyatı: Midenin küçülmesi işlemi uygulanan bu obezite cerrahinde, midenin yaklaşık %80’i kesilerek çıkartılıyor ve midenin geriye kalan %20’lik kısmı ise bir tüp şekline getiriliyor. Tüp mide ameliyatı ile, midenin küçülmesinden dolayı açlık hormonu ghrelin’in üretilmesinin önüne geçilmesi hedefleniyor. Hastalar bu obezite cerrahi türünde açlık hissetmediği için hızlıca kilo verebiliyorlar.

Gastrik bypass ameliyatı: Tüp mide ameliyatının bir değişiği olan gastrik bypass ameliyatı ile yine mide küçültülüyor ve ufak bir kısım ince barsak devre dışı bırakılıyor. Midenin kalan tarafı ise ince bağırsağa direkt olarak bağlanıyor. Bu obezite cerrahi türünde ise amaç, hastanın midesinin emilim gücünün azaltılması.

Minigastrik bypass ameliyatı: Gastrik bypass ameliyatının bir benzeri olan minigastrik bypass ameliyatı ile yine mide küçültülür ve ince barsak ile direkt bağlanması sağlanır. Fakat bu obezite cerrahi türünde ince bağırsağın hiçbir bölümü devre dışı bırakılmaz.

Tüp mide ile ince barsak bypass ameliyatı: Mide yine küçültülüp tüp haline getirildikten sonra ince barsak üzerinde de bypass işlemi yapılır. Tüp şeklindeki mide, geriye kalan ince barsak ile direkt bağlanması sağlanan bu obezite cerrahi türünde, hastalar diğer türlere göre çok daha hızlı kilo veriyorlar fakat yan etki olarak beslenme bozuklukları, vitamin eksiklikleri ve farklı sağlık sorunları bu tür ameliyatlarda çok daha fazla ortaya çıkabiliyor.

Obezite cerrahisi kimler için uygundur?

Kilolu ve tedavi düşünüyorsanız, obezite cerrahisi kimler için uygundur diye düşünebilirsiniz. Obezite cerrahisi, vücut kitle indeksi vücut kitle indeksi 35 ve üstü olanlar, tip 2 diyabet rahatsızlığı yaşayanlar, obeziteye bağlı kısırlık sorunu bulunanlar ve yine obezitenin sebep olduğu hipertansiyon, uyku apnesi ve kalp rahatsızlıkları gibi rahatsızlıkları olanlar için uygundur. Lakin obezite cerrahisi geçirebilmek için önce uzman kişilerin takibinde diyet programı uygulamalı, alkol ve uyuşturucu kullanmıyor olmalı ve ameliyatta hayatınızı riske atabilecek bir engelinizin bulunmaması gerekiyor.